29 Nisan 2013 Pazartesi

yenilesi yutulası :)

"Yalnızlık geldi cihane,Can sıkıntısı bahane."

    Evet blogdaşlar, yukarıda gördüğünüz şipşirin ve dahi şapşalın adı Limon. Kendisi ter-ü taze köpeğim olur. İnsan iş güç sahibi olunca, evden çıkması, az biraz çevre edinebilmesi için bi şeyler arıyor. Ben de çok tembel bir insan olduğumdan ve tek başıma gezmeyi pek sevmediğimden(işyerinde çevre edinme imkanı da olmadığından) mütevellit köpeği bahane ettim. Ama bir haftada nasıl alıştım kerataya anlatamam. Sabahları Peter'i görmüş Heidi edasıyla kocaman kulakları zıplaya zıplaya bir gelişi var, bir kuyruk sallayışı var ki "Lan insan milletinden görmedim şöyle sevgi!" diyesi geliyor kişinin. 

   Ancak bakımı zor tabi. Daha 2 aylık olduğu için tuvalet eğitimi yok ve hafta içi  evde olmadığımdan pek ilgilenemiyorum. O yüzden evdeki bütün halıları kaldırdım. Ama ben mutluyum onunla. Nimetine katlanan külfetine de katlanır. Gaylerden görmedim fayda. O bırakmaz bari beni :) (Böyle de dramaya bağlarım sonunu işte:P)

* Ecel geldi cihane, başağrısı bahane orjinal halidir, atasözünün.
 

27 Nisan 2013 Cumartesi

ömrümüzün son deminde

   Elinde küçük bir kağıt odadan içeri girdi. 70-80 yaşlarında vardı. "Av. Kaytan Bıyıkla görüşecektim?" dedi. "Buyrun, benim!" dedim. "Ben falanca filanca."dedi. Yavaş ve ağır adımlarla yaklaştı. "Buyrun, oturun." deyip yer gösterdim.  Oturmak istemedi önce. Israr edince yaşlı bacaklarına fazla direnemedi. 

     Kaldığı huzurevine, gelirine nazaran yüklü sayılabilecek borcu vardı ve oda ücretini ödeyemediği için ücretten indirim yapılmasını istemişti. Buna rağmen tek kişilik oda talebinde bulunmuş olmasına biraz kızmıştım:

   -Birikmiş borçlarım için kredi çekmiştim. Maaş alıyorum ama aldığımın tamamı bankaya gidiyor. Kendime dahi yol parası kalmıyor. Buraya gelmek için yol parası istemek zorunda kaldım, dedi.  Dolu dolu olan gözlerini sildi. "Bunu ödemek için gücüm yok şu anda ama Haziran-Temmuz gibi tekrardan kredi çekebileceğimi söylüyor müdür. O zaman kapatabilirim bu borcu ancak. Bana biraz süre verin. Önceden tek kişilik odada kalıyordum; şimdi parasını ödeyemediğim için iki kişiliğe aldılar. Ama iki kişilik odada zor oluyor. Yandaki kişi kusuyor altına kaçırıyor. Oda çok pis kokuyor." dedi. 

   Bunları duyunca hak vermiştim ona. Hangimiz böyle şartlar altında yaşamak isterdi ki? Başta önyargı ile yaklaştığım için kendime kızdım. 

   Duruşmaya gitmem gerekiyordu. O ve oda arkadaşım çay içerlerken: "Benim duruşmam var, kalkmam gerekiyor. İ. Hanım siz ilgilenir misiniz?" dedim. Aklım orda kaldı. Ben gittikten sonra dilekçe yazmışlar, Haziran'da ödeyeceğine dair. Keşke onu ayağıma getireceğim yerde ben huzurevine gitseydim diye düşündüm. Ama protokol vs boktan kurallar çerçevesinde ne derece doğru olurdu bilmiyorum. 

    Hayat insana çeşitli oyunlar oynayabiliyor. Ve geleceğin neler getireceğini hiçbirimiz kestiremiyoruz. Keşke elimden daha fazlası gelseydi. Üzgünüm sadece.  

11 Nisan 2013 Perşembe

günlerden perşembe


Günaydın.
Valla bugün çok uykum var.
Belimde de bir ağrı...
Ama iyiyim ya,
bu perşembe sabahı.
Peki ya sen nasılsın?