19 Ağustos 2014 Salı

isyeeeaaaağğğğnnn


   Siz hâlâ bana mesaj atmayın, yakışıklı olanlarınız hâlâ bana yazmasınlar, varın siz hâlâ beni kaytan bıyıklı biri sanın. Benim hetero dünyasında, ni gadan çok pis giderim olduğunu söylemeyeceğim hiç size işte. Ailelerin nasıl peşimde koştuğunu, resmen benim hiçbirisiyle ilgilenmiyor oluşuma rağmen kızlarını bana yamamaya çalıştığını anlatırsam iki olsun. Siz hala tipe bakın. Spora çok hızlı giriş yaptım, tüm bunların üstüne bir de seksi olacağım ki gören bir daha bakacak. O zaman hiç yavşamayın işte. O egolu, ciğerci kedisi gibi baktığınız adamlardan birisi olacağım, hadi bakalım. Yazmayın siz!!!

   Geçtiğimiz Ramazan Bayramında bayramlaşma faslına çıktık. Sokakta denk geldiğimiz ve daha yeni ikizleri olan eski komşumuzla karşılaştık. Ön koltukta 5-6 yaşlarında büyük kızı oturuyor. Sokakta dedi ki, bağıra bağıra;

    -Eğer şu kız 17-18 yaşında olsaydı, belki siz bana dünüre gelmezdiniz ama ben size 'Gelin benim kızımı alın!' diye dünürcü çıkardım dedi. 

    Tabi güldük. Ama bu karşılaştığım ilk olay değil. Annemin yeni komşuları tarafından da sürekli rahatsız ediliyorum. 

   -Filanca yerde öğretmen bir kız var, kız nasıl güzel,senin oğlanla tanıştıralım onları.
    +Benim oğlan evlenmeyeceğim diyor.
    -Aaa, nasıl yani, olur mu canım, en azından gelince bi görüşsünler?
    +Nasip, gelince söylerim.

    İşyerinden bir güzel kız görülsün, hemen iş arkadaşlarımın radarlar çalışır ve kızı bana göstermeye çalışırlar. Hatta kimlerin kimlerin arkasından, iyi kız güzel kız diye konuşurlar yüzüme. Sadece onlar değil. Bu bölgenin en zengin işadamlarından biriyle beraber çalışıyoruz bir davada. Adamla geçen gün keşif için bir saat uzaklıktaki başka bir ilçeye gidiyoruz. Dedi ki: "Kaytan Bey, sana bir tane burda zengin, güzel bir kız bulalım. İyi güzel temiz bi çocuksun." "Teşekkürler efenim, ama şimdilik düşünmüyorum, askerlik filan var önümde." diye kibarca reddediyorum.

   En son olay ise en ilginciydi. Sıçtın mavisinin ne tür bişey olduğunu bizzat ben kendim, aynelyakîn şahit olarak yaşadım. Blogger aleminden çok şeker mi şeker, tatlı mı tatlı, vefakar, hanım hanımcık(yalan hepsi :P)  bir hatun kişi. Kendisinin ismini vermeyeceğim. Belki bu olayı anlattığım için bana kızabilir bile. Ama konuyla ilgisi var, ahdettim, yemin verdim başka kimseye anlatmayacağım diye, bilirsiniz ağzım sıkıdır.

   Kendisi Türkiye'de hatun kişi olmakla zaten boku yemiştir, bir de yaşı itibariyle komşuları tarafından sen evde kaldın'lar, karta kaçtın'lar, kimse almaz bunu'lar, turşusunu mu kursak'lar, efenime söyleyeyim tohumluk mu ayırsak'lar derken, bizim eski bir ütopyamız gelir aklına. Ütopyamız şöyledir: Benim ailem kız istemektedir, ben de ya beni bilen veyahut da lezbiyen bir kızla evlenmeliyim ki ailemin baskısından kurtulabileyim. Denize düşen yılana sarılır abem. Amma velakin bu kez güldürmedi. Kız o tüm konu komşu kuşatmışken, kırmak için bu baskıları, kendisinin zaten bir sevgilisi olduğunu söylemiş. Kim mi? Tabi ki de BEN, hatta italik yazıyla BEN! Şaşırmadığınız üzere annesi resmimi görünce ayılıp bayılmış, "Bu çocuğu ne yap et, elinde tut, eve bakar bu çocuk, damat olur bizim eve." demiş.

   Hikmetinden sual olmayan, çift sarılı yumurtaya can veren, yağmurdan sonra gökkuşağını çıkaran, bunca şeyden sonra aklıma mukayyet olan Allahııııııııımmmm neden beni gay yarattın? Neden beni bir hetero yaratmadın ki bunca isteğe cevap verebileyim, kendimi geçtim, anama bir gelinceğiz hediye edeyim, kamuya mâl olayım ve kamu hizmeti göreyim? Neden bekarlara ve gepegenç kızlara koca olmayayım? Neden diye kendimi bir kez daha sorguladım.

   İşte siz kısaca yazmayın bana, tüm bunlara rağmen tanışmayın veya tanışın sonra gidin, hepsi aynı kapıya çıkıyor. Elinizde, civarınızda cevahir var da kıymet bilmiyorsunuz, pehhhhhh! Gençlik ölmüş.