5 Şubat 2013 Salı

çocukken hayat serisi

Oysa sobanın üstüne portakal/mandalina kabukları koyarken ne kadar da mutluyduk.

2 yorum:

Bir Gay dedi ki...

"..Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. “Acılara tutunarak” yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç girmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun ki aslolan yürektir. Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini.."

(Mehmet Coşkundeniz'den alıntıdır)

ah bi deli olsam dedi ki...

çok doğru ve biraz benden bi yazı olmuş ama şu sıralara fazla atarlıyım yazmaktan kaçınıyoum desem de durmaıyorum uğruyorum gene buralara